Bilinçaltı kayıt temizliği yapma rehberi
Hayatının kontrolünü eline almak isteyen kendini keşfetme arayışına giren birçok kişinin merak etti bir konu var.
Bilinçaltı kayıtlarımı değiştirme çalışması nasıl yapabilirim?
Nereden başlayabilirim?
Hangi adımları uygulayabilirim?
Bu konuda oldukça fazla mail almaya başladım. Uzun süredir yazmayı planladığım yazıyı yazma zamanının geldiğini anladım.
Gelen maillerden, yaptığım çalışmalardan edindiğim bilgi ve tecrübelerden yararlanarak nasıl bir çalışma yapılabileceğiniz konusunda size yo gösterebilecek bazı tavsiyelerde bulunmak istiyorum.
Kişilerle konuştuğumda ya da maillerde kişilerin hepsinin bakış açısı ve beklentileri hayatları ile birçok olumsuz olayları genel anlatıp bunlarla ilgili hemen bir çözüm beklemek.
Bir eczaneye girdiğinizi düşünün eczaneye giriyorsunuz birçok rahatsızlık sayıyorsunuz ve bana bir ilaç verin diyorsunuz. Eczacının vereceği ilacı kullanıp hemen iyileşmeyi bekliyorsunuz. Bu işlemin başarılı olma şansı sizce yüzde kaçtır?
Birçok insanın yaptığı durum bu kendiyle ilgili birçok olumsuz bir durum olduğunu anlatıp hatta bazen abartarak kendilerinin ne kadar bahtsız ne kadar sanşsız biri olduğunu söyleyerek alakalı alakasız birçok şeyi birbirine bağlayarak ne istemediklerini belirtiyorlar. Sonrada beklentileri olmadığı için birilerini suçluyorlar.
Çekim yasasını çalıştırmak ve bilinçaltı temizliği yapmak istiyorsanız öncelikle ne istediğinize odaklanmanız gerekir.
Klasik bir söz var “ Amacı olmayan gemiye hiçbir rüzgâr yardımcı olamaz.”
Ne istiyorsunuz?
Hayatınızda nelerin olmasını istiyorsunuz?
Bu istediğiniz şeyler gerçekten sizin istediğiniz şeyler mi?
Bunlara sahip olduğunuzda sizi tatmin edecekler mi?
Bunlara sahip olduğunuzda ne olacak?
Kişilerin bu konudaki cevabı hazır: “Mutlu olacağım.” Mutlu olmak bir hedef değildir. Mutlu olmak bir seçimdir. Her an mutlu olmayı seçebilirsiniz.
Buradaki en önemli konu istediğinize sahip olmayı planladığınız şey sizin beklentilerinizi karşılayıp sizi tatmin edecek mi? İstediğiniz şeye sahip olduğunuzu beş duyunuzla hissetmeye çalışın. Ne oluyor ne hissediyorsunuz gerçekten tatmin oldunuz mu? Sonrasında kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Basit bir örnek vereyim; birçoğumuzun hayallerinden birisi dünya ülkelerine seyahat etmektir. Kendinizi yurtdışında seyahat ederken düşünün nerelere gidersiniz? Nereleri görmek istersiniz? Tarihi yerler ilginizi çeker mi? Tarihi bir yerde olduğunuzu imgeleyin. Eserlere baktığınızı, eserlere dokunduğunuzu hissedin. Orada olmak size kendinizi nasıl hissettiriyor. Gerçekten istediğiniz şey bu mu? Şehirde gezdiğinizi, bir kafede oturup insanları seyrettiğinizi imgeleyin, içtiğiniz kahvenin sıcaklığını hissedin, insanların seslerini duyun ve içinize dönerek ne hissettiğinize bakın bu durum sizi tatmin ediyor mu? Gerçekten istediğiniz şey bu mu? Yalnız başına sokaklarda dolaşmak sizi tatmin ediyor mu?
Yoksa hedefim dediğiniz şey hedefim yok diye küçük düşmeyeyim diye başkalarının hedefinin sahip çıkılmış hali mi?
Ne istediğinizi bilmek konusunda sitemde daha önce yazmış olduğum bir yazı var. Bu yazıyı okumanızı tavsiye ederim.
Çekim Yasasının Sırrı – Ne İstediğini Bilmek
Ne istediğimizin farkına vardığımızda en önemli şeylerimiz ortaya çıkacaktır. Hedeflerimiz.
Hedefleriniz neler? Bu hedeflerinizden hangisi sizin için önemli bunların tespiti ve önceliklerine göre sıralamak.
Devamında öncelikli hedefinizi bulduktan sonra bir sonraki adım yeniden imgeleme yapmak. İmgeleme yaparken yine beş duyumuzu kullanarak hedefimize tam olarak sahip olduğumuzu hissederek imgeleme yapmak. Bu durum size hedefinize sahip olmanızdaki en büyük barikatları ve engelleri görmenizi sağlayacak. Yani bilinçaltınızdaki kalıpları.
Bu konuda kendi deneyimledigim bir konudaki yazımı aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.
Çekim Yasası Uygulaması- Özgürlüğe Yolculuğum
Bilinçaltı ve ego konusunda size önerebileceğim beğendiğim kaynaklar sitemde de yazılarını paylaştığım Joseph Murpy ait Bilinçaltının Gücü kitabı ile Eckhart Tolle’ ait Var Olmanın Gücü ve Aykut Oğut’a ait Aynalı kitap ve Bu Egoları Şişirsek de mi Saklasak? Kitaplarıdır.
Bu dört kitap size bilinçaltı ve ego konusunda eşiz bilgiler sunacaktır.
Bilinçaltının çalışmasını anladıktan sonra bizi rahatsız eden kalıpları tespit ettikten sonra sıra geldi bunları çözümlemeye.
Bilinçaltı ve ego konusunda yeterince bilgi sahibi olmak size çalışmalar yaparken nerelere bakmanız nelere dikkat etmeniz hangi duygunuzu ne ile bağlantı yapabileceğiniz konusunda rehber olacaktır.
Tanımlayamadığınız hiçbir şeyle başa çıkamazsınız. Bu tür bir çalışmaya benim birçok sorunum var hangisinden başlayayım diye başlarsanız başarılı olamazsınız. Bir sorunu çözmek istiyorsanız önce sorunu tanımlamanız devamında ise parçalara ayırıp her parçayı ayrı ayrı ele alıp üzerinde çalışarak sonuca ulaşmak size başarıyı getirir.
Yaşadığınız bir olayda kendinize akılı sorular sorarak sizi gerçekten rahatsız eden konuya ulaşabilirsiniz.
Örneğin;
“Şu anda bana ne oluyor?”
“Ben şu anda ne hissediyorum?”
“Karşımdaki kişi bana böyle söyler veya yaparsa bana ne olur?”
Korkuları tespitinde ve çözümünde birçok teknik mevcut. İçsel Temizlik, EFT- Duygusal Özgürleştirme Tekniği, Egoyu İkna etme, Reiki , Z.ponopono ve Hipnoz benim bilgilerini sitemde paylaştığım teknikler.
İlk başlayanlar için tavsiyem önce kendini sevme ve affetme çalışmaları yapmaları öneririm.
Kendini sevme çalışmasının nasıl yapılacağı Pozitif Gücün Büyüsü Kitabında Louise L. Hay tarafından anlatılmış olup her sabah ayna karşısında birkaç dakika gözlerinizin içine bakarak kendinize “Kendimi olduğum gibi seviyor ve kabul ediyorum” cümlelerini söylemeyi içeren çok basit ama aynı zamanda çok etkili bir çalışmadır. Gözlerinizin içi parlayana kadar söylemek ve gün içerisinde fırsat buldukça yapmak çok etkilidir. İlk başlarda sanki boş duvara söylüyormuş gibi bir his olur devam ettiğinizde ayna karşısında kendinizi gördüğünüzde hemen sırıtmaya başlarsınız.
Güçlü ve sağlıklı zihin, güçlü ve sağlıklı vücudu yaratır. Yaşadığımız tüm sorunların ve sağlık problemlerinin temelinde geçmişimizi ve etrafımızdaki kişileri affedememek yatar. Yaşadığımız olayları zamanında çözmemiz nedeniyle içimize attığımızın duyguların fiziksel eşdeğere dönüşmek istemeleri sonucunda sahip olduğumuz öfke, kızgınlık, kırgınlık vücudumuzun birçok bölümünde kendini hastalık olarak gösterir. Aynı zamanda sahip olduğumuz öfke kızgınlık vs. duyguları nedeniyle etrafımıza aynı enerjiyi yayarız ve karşılığında da aynı enerjiyi kat ve kat hissedecek olayları yaşarız.
Huzurlu bir yaşam istiyorsanız mutlaka ve mutlaka geçmişi ve geçmişte hayatınızda olan kişileri ve en önemlisi kendinizi affedin. Affetmeyi kendiniz için yapın. Affetmeyi yaparken öfke ve kızgınlık duyduğunuz kişiye bir şey söylemek zorunda değilsiniz. Basit bir öfke ve kızgınlık için yıllarca sırtınızda taşıdığınız küfeyi yükleri boşaltın ki geleceğe daha dinç daha canlı yürüyebilesiniz. Affetme ile ilgili detaylı bilgi bulabileceğiniz Affetmek Öğrenilebilir pdf kitabını buradan indirebilirsiniz.
Affetme çalışması için sakin ve rahatsız edilemeyeceğiniz bir yer bulun. İki tane sandalye alın ve karşılıklı koyun. Devamında birine kendiniz oturun diğerine ise öfkeli olduğunuz kişinin oturduğunu hayal edin. Veya kendinizi duvarları beyaz ortada iki sandalye olan bir odada hayal edebilirsiniz. Kucağınıza bir yastık alın. Karşınızda öfkeli kişi oturduğu yerde o kişiye karşı tüm öfke ve kızgınlığınızı yüksek sesle dile getirin. Avazınız çıktığı kadar bağırın çağırın ona olan öfke kızgınlığınızın nedeni olan konuları haykırın. Fiziksel olarak vurmak istiyor olabilirsiniz. Bunun için yastığı kullanın. Ve içinizdeki tüm kötü duyguları boşaltın.
Sana öfkeliyim……. yaptığın için.
Sana kızgınım ………. Şeklinde davrandığın için.
Sana kızgınım benim …….. davranışımın karşılığında ….. davranışında bulunmadığın için vs.
Neden ……………………….. yaptın?
Senden nefret ediyorum çünkü……..
Kibar olacağım diye kendinizi sınırlamayın. Ve bu olayı sadece zihinde yapmayın. Buradaki temel amaç zihnimizi boşaltmak. Zihinde yeniden sarmala girebilirsiniz. Konuşarak, bağırarak ve vurarak yaptığınızda olaya tüm duyularınız katılacak ve kendiniz için o kadar inandırıcı olacaksınız. Öcünüzü aldığınızı hissedin ki affetmeyi kabul edebilesiniz. İçinizdeki öfke kızgınlık, kırgınlık enerjisi bittiğinde doğal olarak rahatlamış olacağınız için olaya çok daha farklı açıdan bakabileceksiniz.
Sizin tarafınızdan söylenecek sözler bittikten sonra karşı tarafın savunmasını alın. Sizin suçlamalarınız için ne diyor. İçinizden onun yerine bir cevap gelecektir.
Cevap geldiğinde onu dinleyin ve kendinize şunu sorun verilen cevap sizin onu affetmeniz için yeterli mi? Gelen cevap sizi tatmin ediyor mu? Bu soruların cevabı evet se onu affetmeye hazırsınız demektir. Onu gerçekten canı gönülden affedin kendinizi ve onu serbest bırakın. Ona sarılın ve gitmesine izin verin.
Bunun için aşağıdaki sözcükleri kullanabilirsiniz.
“ Seni affediyorum. Seni bağışlıyorum. Seni zihinsel ve manevi olarak serbest bırakıyorum. Bana verdiklerin için teşekkür ederim. Onları sevgiyle kabul ediyorum. Onlar bende kalacaklar. Sana verdiklerimi sevgiyle verdim onlar sende kalabilirler. Sana yaşamında iyilik sağlık ve huzur diliyorum. Seni sevgiye kutsuyor ve serbest bırakıyorum. Gitme izin veriyorum. Sen özgürsün bende özgürüm. Yolun açık olsun. “
Canı gönülden yapacağınız affetme çalışması sonrasında o kişi için sizin zihninizde tutunacak hiçbir dal kalmayacağı için odağınızdan çıkacaktır. Zihninizi kontrolü yeniden size geçecektir.
Yaşamımızda en çok suçladığımız kişiler bize en yakın kişilerdir. İlk başlangıçta affetme çalışmalarını anne, baba ve ailenin diğer üyeleri için yapın. Mutlaka ve mutlaka anne ve baba için yapın. Devamında hayatınızda etkili ve önemli olan diğer kişiler için (sevgili, öğretme, patron vs. ) yapın.
Ve en önemlisi o karşı sandalyeye en sonunda kendinizi oturtun ve kendinize duyduğunuz öfke ve suçlamaları açığa çıkartın ve boşaltın.
Belki tek çalışmada aklınıza birçok şey gelmeyecektir. Aklınıza geldikçe diğer günlerde devam edin. İnanın ailenizle ilişkileriniz farklı boyuta taşınacaktır.
Birilerini affedemiyorsanız kesinlikle o konuda kendinizi suçluyorsunuzdur. Kendinize bir inanç kalıbı dayatmanız vardır. Bunu bakın. Kendinizle yüzleşmeyi kabul edin. İnsan olarak kendimizle ilgili bir kusur olduğunda ya da yapmamamız gerektiği bize dikte edilen bir davranış yaptığımızda hemen savunmaya geçer ve olayın sorumluluğunu başkalarına atarız. Ve diğer kişiyi yoğun bir şekilde suçlayarak kendi vicdanımızı sustururuz. Eğer karşı kişiyi affedemiyorsak kesinlikle bu olayda karşımızdaki kişiyi affettiğimizde kendi canımız yanacağı içindir.
Örneğin, bu durum ilişkilerde çok fazla yaşanmaktadır. Karşı tarafın bizi sevmesi bizi istemesi ya da evlilik beklentilerimiz nedeniyle normalde yapmayacağımız davranışları yaparız. İnanç kalıplarımıza ters düşen birçok davranışta bulunuruz. Bizim yaptığımızı düşündüğümüz özveriyi karşı tarafın gerçekten bizim beklentilerimiz doğrultusunda isteyip istemediğini hiç sorgulamayız. Zihin okuma yapar ve karşı tarafın isteyeceği davranışlarda bulunuruz. Sonrasında bir şeyler olur ve karşı taraf beklentilerimiz karşılamadan oyundan çıkar.
Çıplak gerçekle karşı karşıya kaldık. İnanç sistemimize ters gelen davranışlarda bulunduk ve karşılığında beklentimiz karşılanmadı. Önümüzde iki seçenek var olanı olduğu gibi kabul edip sineye çekip oturmak ya da karşı tarafı suçlayarak kurban rolü oynayarak kendimize acındırmak. İşte o zaman egomuz devreye girer ve bizi korumak için karşıyı suçlamaya başlar. Ve tüm benliği ile ona tutunur ki çıplak gerçekle karşılaştığında inanç sistemi yüzünden acı çekmesin. Bu nedenle de karşı tarafı affedemez.
Bu durumun farkına vardığımızda yapmamız gereken en akıllıca yol düşünce kalıplarını sorgulamaktır.
Beş yaşında size yüklenmiş davranış kuralları olmazsa olmaz kurallar mı?
Hata yaptığınızda ne olacağınızdan korkuyorsunuz vicdanınızın kanayan yarasında kanı durduracak olan şey nedir?
İnanın her şey sadece bir ilizyondur. Yapmanız gereken tek şey deneyimle öğrenen bir canlı olduğunuzun farkına varıp diğer insanlara verdiğiniz sizin üzerinizde tasarrufta bulunma yargılama izinlerini iptal etmektir.
Canı gönülden yapacağınız affetme çalışmaları sonrasında bu durumu hayatınıza yansıtmaya başladığınızda huzurlu ve kaliteli bir yaşamın sizi beklediğiniz göreceksiniz.
Önereceğim ikinci çalışma ise Z.ponopono çalışması.
Z.ponopono yöntem, Holistik Yaşam Koçu Ecz. Sevinc Sultan tarafından geliştirilmiş Z.point ile Ho’oponopono yönteminin birleştirilmiş halidir.
Z-ponopono yöntemi Bizim kendimize veya başkalarına yönelttiğimiz yargılama, eleştirme, utanç, suçluluk, hayal kırıklığı, nefret, korku gibi güçlü duyguların kolayca temizlenmesini ve yerine pozitif önermeleri yüklenmesini sağlayarak hayatımızı daha kolay, daha sevgi, dolu ve çok zevkli hale gelmesini sağlar.
Toplam sekiz çalışmayı içermekte olup teknikle ilgili bilgiler ve tekniği açıklayan pdf kitap linki internette mevcuttur.
Bu çalışma sizin olayları anlamanıza yardım olacaktır.
Bu çalışmalar sonrasında bilinçaltının çalışması konusunda yeterli bilgi sahibi olacağınız için istediklerinizi elde etme ve sizi rahatsız eden konularda diğer tekniklerden herhangi birisini kullanarak çalışma yapabilirsiniz.
Hipnoz;
Hipnoz bilinçaltına ulaşmak için en etkili yöntemlerden birisidir.
Hipnoz en basit tanımıyla trans halidir. Trans ise uyku ile uyanıklık arasında bir durum olup, telkin almayı kolaylaştıran bir ruh halidir diyebiliriz. Olumlu telkin tedavi edici bir terapi metodu olup trans halinde uygulandığında bilinçdışında olumlu değişikliklere ve iyileşmeye yol açmaktadır. Bu seanslar yeteri kadar tekrarlandığında bilinçdışında kalıcı değişiklikler ve iyileşmeler meydana gelmektedir. Kısacası hipnotik trans hali tedaviyi etkili bir şekilde uygulayabilmemiz için bize olanak sağlar. Ancak tedaviyi asıl oluşturan olumlu telkinler ve bu esnada uyguladığımız psikoterapi yöntemleridir.
Sizi rahatsız eden bir konuya odaklanarak regresyon kaydını dinlediğinizde sizi o sorununuza kaynak olan geçmişinizdeki bir sahneye götürecektir. Bazen yakın zaman çoğunluklada çocukluk dönemlerine gideceksiniz. Gittiğiniz sahnedeki duygularınız çok önemli orada hissettiğiniz duygularınızı nasıl anlamlandırdıysanız hayatınız boyunca o sizinle gelmiştir. Orada yaşadığınız olay ve vermiş olduğunuz anlamdan dolayı yaşamınızda o ve benzeri olaylarla karşılaştığınızda oradaki tepkiniz ve korkunuz tetiklenir. Ve bu işlem siz farkında olmadan yıllarca devam ettiği içinde kemikleşip bir inanç kalıbı olur.
Bazen de tüm algılarınızı kapatıp olayı çarpıtabilirsiniz. Yapmış olduğumuz bir seansta bir hanım babasının kendini hiç sevmediği düşünerek sürekli olarak babasını suçluyordu. Regresyon çalışmasına girdiğimizde anne karnına gittiğinde aslında olayın çok farklı olduğunu gördü. Anne karnındayken babası erkek çocuk sahibi olmak istediğini duyduğunu ve kendisi kız olduğu için sevilmeyeceğini düşünerek cinsiyetini kabul etmediğini fark etti. Doğumundan sonra babasının onu kucağına alarak öptüğünü ve sevdiğini gördü. Yaşamında da birçok kez babasının kendisini sevmek ve öpmek için sarıldığını ancak kendisinin babasını ittiğini gördü. Babası onu seviyordu ama o kendi içerisinde kendine yapmış olduğu dayatma nedeniyle babam erkek çocuk istedi ben kızım onlar beni sevmezler önyargısı ile kendi cinsel kimliğini kabul etmediği için yıllarca bu konuda birçok sorun yaşadığını fark etti.
İçsel Temizlik Yöntemi;
İçsel temizlik bilinçaltı kayıt temizliğinde kullanılabilecek etkili bir yöntemdir. Nil Avunduk tarafından geliştirilen ve uygulama ile örneklere sitemdeki yazılardan ulaşabilirsiniz.
Olumsuz bilinçaltı kayıtlarımızın hayatımıza yansıması korkularımızdır. Korkularımızın temel nedeni bilinçaltı kayıtlarımızdır. Bizde olumsuz bilinçaltı kayıtlarımızı temizlemek ve yerlerine olumlu kayıtları yerleştirebilmek için korkularımızı sevgi enerjisine dönüştürerek bilinçaltı kayıtlarımızı temizleyeceğiz.
Günlük yaşantımızda karşılaştığımız hiçbir olay ve kişi tesadüf, şans veya şansızlık olarak karşımıza gelmez. Bunu bilerek günlük olaylarımızı takip edersek, yani bu bakış açısıyla yaşantımıza bakarsak ve yaşadığımız her olumsuz olayın karşısında “Bu olay şu anda benim karşıma neden geldi?” sorusunu sorarsak olayların bize verdiği mesajı almaya kendimizi açarız. Korkuya doğru yol almaya başlarız.
Yaşadığımız bütün olaylar bizi içimizde bulmamız gereken ve dönüştürmemiz gereken günlere, olaylara, kişilere dolayısıyla içimizdeki korkulara ve bilinçaltımızdaki olumsuz kayıtlara götürür. Böylece kendimizden yıllarca sakladığımız ve altlara gömdüğümüz dönüşmesi gereken olayları bulmuş oluruz.
Bir olay anında sinirleniyorsak, öfkeleniyorsak, kızıyorsak, üzülüyorsak veya acı çekiyorsak aslında altta yatan bir korkumuzdan kaynaklanmaktadır. Bir olay anında yapacağımız şey o anda soracağımız
“Şu anda bana ne oldu?”
“Karşımdaki kişi bana ne yaptı ve kendimi nasıl hissettim?” soruları ile içimizde o gün çıkmayı ve fark edilip dönüştürülmeyi bekleyen korkuya doğru yol almaktır.
Yani yapmış olduğunuz hareketin altındaki korkuyu keşfedeceksiniz. Yapmış olduğunuz hareketi hangi korkunuz nedeniyle yaptınız. Egonuzun korkusu ne? O korkuyu doğru keşfedersek duygularımız, öfkelerimiz ve kızgınlığımız o anda daha da artar, bu da doğru korkuyu bulduğumuzun sağlamasıdır.
Bir korkuyu bulduğumuzda aşağıdaki korku çalışmasını yaparsak o an bizi etkileyen enerji tamamen değişecektir.
Bu sistemle yaşadığınız olumsuz olayların geçmişten gelen enerjilerini bulup kendiniz için temizlersiniz.
Bu sistemi uygulayabilmek için bu sistemin bütününü işler hale getiren beş ana konunun içinde çalışacaksınız.
1) Kendini tanıma
2) Korkudan arınma
3) Geçmişini affetme
4) Özgürleşme
5) Olumsuz düşünceleri olumluya dönüştürme
Bunların birincisi ve en önemlisi kendinizi tanımayı sağlayan aynalardır.
İkincisi yaşamınızı yöneten korkularınızdan arınmak için korkuları sevgiye dönüştürme yöntemidir.
Üçüncüsü sırtınızda taşıdığınız geçmişinize ait bütün öfkelerinizi bitirmek için hem kendinizi hem başkasını affetme tekniğidir.
Dördüncüsü hayatın içinde her ileriye adım attığınızda sizi arkadan geri çeken, sizin siz olmanıza mani olan, onsuz olamam dediğiniz her şeyle olan bağımlılıklarınızdan özgürleşmektir.
Beşinci ise şimdiye kadar isteklerinizi yaşayamadıkça bunlara mani olan sebepleri dışarıda ararken ilk defa bu çalışma ile yaşadığınız her şeyin mimarının, ressamının, heykeltıraşının kendiniz olduğunu anlatan bilinçaltı çalışmasıdır.
EFT- Duygusal Özgürleştirme Tekniği;
EFT – “Emotional Freedom Technique”, yani “Duygusal Özgürlük Tekniği” dir.
Tüm fiziksel, zihinsel, ruhsal sorunların, hastalıkların altında, enerji sistemimizdeki tıkanıklıklar yatar. (bağımlılıklar, fiziksel rahatsızlıklar, korkular, fobiler, depresyon,Vs…).
EFT, bu tıkanıklıkların ortadan kaldırılmasında kullanılan yöntemdir…
EFT, yazının ortasında görebileceğiniz üzere sayısız sorunun çözümünde uygulanabilir.
Uygulamayı öğrenmek başlangıçta zor görünebilir ancak bir kere öğrenildiğinde çok kolaydır. Birçok sorununuza yarım saat gibi kısa bir sürede çözüm bulabilirsiniz.
Çalışmalar ile ilgili küçük tavsiyeler;
• Yazarak çalışın. Kendinizle ilgili yaptığınız tespitleri zihninizden çıkartmanın bir yöntemi de yazmaktır. Düşünceleri zihin sarmalından çıkartıp yazıya dökmek sizin bakış açınızı genişletecektir. Aynı zamanda ilerlemenizin farkına daha kolay varacaksınız.
• Genel konuları üzerine yoğunlaşmak yerine konuları parçalara ayırın parça parça çalışın.
• Olaylara ve kişilerin davranışlarını kontrol etmeye odaklanmak yerine kendi zihninizdeki düşüncelerinize odaklanın. Dışarıda bir şey yok ne varsa her şey sizin içinizde ve düşüncelerinizde Bu nedenle de karşınızdaki kişinin davranışlarını kontrol edemezsiniz ancak zihninizi kontrol edebilirsiniz. Huzur istiyorsanız düşünceleriniz kontrol etmeyi öğrenin. Sizi öfkelendiren ya da rahatsız eden bir olay olduğunda “Zihnime huzur, sakinlik, dingilik, ayıklık ve denge hakim.” Cümlesini birkaç kez tekrar edin. Zihninizde bir boşluk yaratacaktır. Bu boşluk size sağlıklı düşünmenize imkan yaratacaktır.
• Zihninizi ne ile meşgul ederseniz gerçek hayatta alacağınız şey odur. Zihin çalışmak için yakıta ihtiyaç duyar, düşünceleriniz zihninizin yakıtıdır Kalorifer kazanındaki gibi yakıtın kalitesi ve nevi sonuca çok büyük etki eder. Çıktılarınız girdilerinize göre olur. Kontrolsüz ateş kazanın patlamasına neden olup geri dönülmez zararlara yol açtığı gibi öfkede aynısını yapar.
• Bilinçaltı kayıt temizliği bir süreçtir. Özel nokta tek konu ve olaya yönelik durumlar hariç yıllarca oluşmuş olan inanç kalıplarının bir anda birkaç çalışma ile yok edilmesi mümkün olmayacağını düşünüyorum. Hemen sonuç alabileceğiniz durumlar olabileceği gibi uzun süre çalışma ihtiyacınızın olacağı konularda olacaktır. Sabırlı olun. Peygamberimizin “en güzel ibadet az ama sürekli olandır “ dediği gibi sizde az ama sürekli yaparak davranış ve düşünce kalıplarınızla mücadele edin. Mevcut olan bataklık birçok koldan gelen sularla beslenmektedir. Sadece bir koldan gelen suyun önünü kapatmak sorunu çözmeye ve o bataklığı kurutmaya yetmez. Bataklığın kuruması için bataklığı besleyen tüm su kanallarının tıkanması gerektiğini unutmayın.
• Çalışmalar süresince sizi rahatsız eden duyguya odaklanın onu hissetmeye çalışın. Hissetmediğiniz duyguyu temizleyemezsiniz. Yüzmeyi öğrenmek istiyorsanız suyun içine girmek zorundasınız. Havuzun etrafında dolaşarak yüzme öğrenilmez.
• Bildikleriniz değil yapabildikleriniz sizi hedefe ulaştırır. Sadece okumak ve bilmek yeterli değildir. Uygulamaya geçin.
• Temizlik sonrasında oluşan boşlukları olumlama ile doldurun. Bir kavşaktaki sürekli kullandığınız yolu iptal edip sildiğinizde o kavşağa gelen kişiler daha önce bildikleri yönde devam edecek ve o yolu yeniden açacaklardır. Ama siz iptal edilen yolun yerine yeni bir yol oluşturduğunuzda ve gerekli uyarı levhaları koyduğunuzda insanlar yeni yola alışacaktır. Bilinçaltı temizliği de bu şekildedir, çalışma sonrasında sildiğiniz olumsuz kalıpların boşluğunu rasgele doldurulması için başıboş bırakmak yerine istediğiniz düşünce kalıpları ile doldurup davranış kalıplarınızla bağlantılayın.
Her enerji çalışması esnasında ve sonrasında olabileceği gibi, kısa bir uyum süreci yaşanabilir. Bu süreç boyunca izlenebilen birkaç tepki şunlardır:
• Yoğun bir şekilde esneme ve uyuma
• Uyuşukluk
• Gözlerin yaşarması, bazen ağlama
• İç geçirme, geğirme, karın guruldaması, gaz çıkarma vb.
• Bol su içmek her zaman yarar sağlayacak ve toksinlerin atılmasına yardım edecektir. Her seanstan sonra bir bardak su içilmesi önerilir.